www.caykislaemirdag.tr.gg
Memleket ile Gurbetin Buluştuğu Nokta !

Emirdağ Çaykışla Köyü

Çocukluğumuzdaki Bayramlara Özlem

Çocukluğumuzdaki Bayramlara Özlem PDF Print E-mail
Mehmet Çalışkan tarafından yazıldı
Çarşamba, 8 Eylül 2009 22:23

Herkesden duymuşuzdur sevğili okuyucular “nerde o eski bayramlar” diye değil mi? Gerçekten eski bayramlar yok artık. Özlüyoruz hemde yürekten. Herhalde sizlerde aynı şekilde özlem duyanlardan olmalısınız. 

Köyümüzün eski bayramları da aranır oldu maalesef. Daha dün gibi sanki…Arefe gününden önce hazırlıklara başlanır özellikle arefe günü her evde tatlı bir telaş yaşanırdı. Büyükler tarafindan çocuklara ; aman yavrum bu gün kuşlar dahi tüyünü düsürmez kurda kuşa aman ha zarar vermeyin diye uyarılar yapılırdı. Çünkü onlarda bayrama ersinler kurdun kuşunda bayramı bayram olsun derlerdi.

Evlerinde büyük baş hayvanı olanlar evde, sürüsü olanlar ise yaylalardaki tuzla taşlarında hayvanlarına arefe gününün hürmetine tuz verirlerdi. Burdaki maksat bayramdan önce hayvanları hoş tutmak, sevindirmek …. Bilenler bilir hayvanlara belli aralıklarla tuz verilir ama çoguda çok zararlıdır. Bayram önceleri bu usul dikkate alınmazdı. Çünkü adı üstünde bayram….

Gerçekten acı değil mi sevğili okuyucular? Bizler kültürümüzden bu kadar mı yozlaştık? Değerlerimizden bu kadar mı uzaklaştık? Dünün hayvanları bile hoş tutmasını bilen ecdadımızın nesli bugün birbirinin gönlünü hoş tutamaz hale geldi.Ana ile kız, baba ile oğul, hısım akraba birbirinden uzak durur hale geldi.

 

Arefe günü ikindi namazından sonra topluca kabir ziyareti yapılır, mevtalarımızın ruhuna fatihalar gönderilirdi. Tabi ozamanlar evlerde su yoktu. Evin hanımları namazdan önce kuyudan su getirirler, üç kuşak bir arada dede torun ve baba ise bayram namazı için sabah ezanından önce camiye giderlerdi. Köyümüzün o zamanlar ahşap örtülü bir camisi vardı . Dağların ardından güneşin yükselmesiyle beraber o ahşap caminin küçücük pencerelerinden süzülen tekbir seslerinin huzurunu arıyorum. Sanki o zamanlar bütün dağlar, taşar, kuşlar o tekbirlere eşik ediyordu. Içimiz huzurla doluyordu.

 

Namazdan sonra cemaat topluca avluda bayramlaşır ,bizler koşa koşa eve gelir evin enbüyügünden başlayarak el öperdik. Bizim için o zamanlar en büyük bayram armağanı hacı baba şekeri idi. Daha sonra komşu ve akraba ziyaretleri yapılır hasta olanlar var ise mutlaka ziyaret edilir gönülleri alınırdı. Evin yaşlıları Kendilerinden küçüklere: “Oğlun ile oba kızın ile komşu ol “ diye dua ederlerdi.

Gerçekten o bayramları özlüyorum. Bu gün maddi olarak o günlerden belki çok çok iyi olabilir ama tad alabilen varmı? Köyde iki tane fırın vardı. Simdiki gibi para ile degil fırın sahibi pişirdigi ekmegin içersinden emeginin karşılıgı olarak ekmek alırdı. Fırından çıkan ekmekleri agaç ekmek teknelerinin içersine koyupda evlerine götürürken etrafa yayılan o tatlı kokuyu kırk yaşın üzerinde olupda hatırlamayan herhalde yoktur.

 

Umarım bizden sonraki nesillerde bu günleri mum ile aramaz. Değerlerimize sahip çıkar, kültürümüz daha fazla yozlaşmaz. Nediyelim onun içinde yükün çogu bizlerin omuzlarında . Ôrümüz dikecegimiz ağaçtan meyve yemeye belki yetmeyebilir. Bizler bizden öncekilerinin nasil meyvesini yiyorsak bizlerin meyvelerini de bizden sonraki nesiller yesin.


 

Rabbim rizasina uygun bir hayat yasamayı nasip etsin ve gerçek bayramımızı kendisine kavuşup cemalullahı gördügümüz gün eylesin. Rabbim bu mübarek günleri islam aleminin kurtuluşuna ; islam cografyasında akan kan ve göz yasının dinmesine vesile kılsın…Hepinizin bayramı bayram olsun. Selam ve dualar ile.

 


 

Mehmet ÇALKAN



 

 

Son Güncelleme: Çarşamba, 8 Eylül 2009 22:23