Yüce dinimiz İslam; mutlu birey, mutlu aile ve barış içerisinde bir toplum oluşturmayı gaye edinmiştir. Bu nedenle insani ilişkilerde hoşgörü, rahmet, sevgi gibi prensipleri esas almıştır. Kavga ve şiddete anlam ve içerik olarak taban tabana zıt olan dinimiz, her vesile ile iyiliği, güzelliği, kardeşliği, merhamet ve adaleti, öfkeyi yenmeyi; kısacası insanlığın yararına olacak her türlü sosyal ve etik prensipleri emir ve tavsiye etmiş ve insanların kişilik haklarına, mala ve cana tecavüzü yasaklamıştır. Alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz(s.a.s.) hayatında hiç kimseye işkence etmemiş ve şiddet uygulamamıştır. Örneğin, çok sevdiği amcası Hz. Hamza’yı feci bir şekilde şehid eden Vahşi’yi dahi affetmiştir. O şöyle buyurmuştur: “Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, ihanet etmez, yalan söylemez ve onu sıkıntıda bırakmaz. Her Müslümana, diğer Müslümanın kanı (canı), namusu ve malı haramdır. Takva işte buradadır (kalptedir). Bir kimsenin Müslüman kardeşini hor görmesi kendisine yapacağı
kötülük olarak yeter.”
(Buhârî, “Mezâlim”, 3)
|